23 Kasım 2012 Cuma

EĞİTİM KURUMLARI VE ÖĞRETMENLER SOSYAL MEDYA KULLANIMINDAN NASIL FAYDALANABİLİR?


Sosyal Medya, artık tamamen hayatımızın içinde ve yeni olanakları ile daha fazla etkin olacağına kesin gözle bakabiliriz.  İnternet kullanımı artıyor ve eskiye oranla daha fazla taşınabilir bilgisayar ve mobil cihaz satılıyor. Yeni gelen uygulama zenginliği ile cep telefonlarımızda adeta bir bilgisayara dönmüş durumda. Sosyal Medya’nın faydaları yanında elbette zararlarıda var. Ancak, bu hayatımıza giren herşey için geçerli değil mi? Araçlar doğru kullanıldığında bir yerden diğer bir yere ulaşmak için bizlere inanılmaz fayda sağlıyor, kurallara uyulmaz ise sonuçları hepimizce malum..! Dolayısı ile Sosyal Medya’nın olası bazı dezavantajlarını eğitim alanında da avantaja çevirmek mümkündür. Çünkü, ister orta öğretim olsun ister üniversite eğitimi olsun, tüm öğrencilerin akıllı cep telefonları ellerinden düşmüyor ve bunlar için çok ciddi zaman harcıyorlar. Öğrenciler eğer bu kadar vakit harcıyorlar ise bunları avantaja çevirmek için bizlerde orada olmalıyız.
“Sosyal Medya’dan yasaklar ile kaçışın yolunu arayıp daha büyük sıkıntılara neden olmak yerine öğrencileri ve öğretmenleri bu sanal ortamda doğru bir şekilde buluşturmanın ve kaliteli sonuçlara ulaşmanın yollarını aramak, bulmak ve uygulamak her zaman için çok daha iyidir.”
O zaman ne yapmalı?
Öncelikle; her eğitim kurumu Sosyal Medya’nın artı ve eksileri, gittiği noktaların neler olduğu konusunda seminer/eğitim almalı ve bununla ilgili bir gelişim/uyum raporları hazırlanmalıdır. Bunları nasıl kullanabileceklerini ve kontrol edebileceklerini öğrenmelidirler.
Bu aşamadan sonra, ilgili eğitim kurumuna bağlı öğrencilerin mutlaka Sosyal Medya alanındaki ilgi ve eğilimleri onları huzursuz etmeden araştırmalı, neler yaptıkları mümkün olabildiğince detaylı olarak gözlemlenmelidir.
Bir sonraki aşamada ise “müfredatta dikkate alınarak” öğrencilerin gerek derste gerekse ders dışında eğitime daha dikkatli ve severek nasıl katılım sağlayabilecekleri konusunda çalışma programları hazırlanmalıdır. Bu, iletişimi ve doğal olarak verimliliği daha fazla arttıracaktır.
Aşağıda bunlar ile ilgili birkaç basit önerimizi bulacaksınız (Elbette bu örnekler sınırsız şekilde arttırılabilir):
Üniversite döneminde öğrenciler,  çoğu zaman görüşmeye gelmeyi bile bir angarya olarak görebilir. Hatta haklarını kullanarak derslere bile az girip, arkadaşlarından genelde yazılı notları temin etmeye çalışılar. İşte bu gibi durumlar için belirlenen saatler içinde TWITTER üzerinden öğrencilerin bağlanarak kullanabileceği hashtag oluşturulabilir yada daha canlı bir etkileşim için facebook’ta konuyla ilgili olarak grup oluşturulabilir. İnanın ki bu yaklaşımlar öğrencilerin daha fazla ilgisini çekecek ve sizleri daha yakından takip etmesini sağlayacaktır. Ve doğal olarak sizde onları daha iyi takip edip değerlendirebileceksiniz.
Öğrencilerine yönelik FACEBOOK üzerinde her sınıf için ve hatta her ders için gruplar oluşturabilirsiniz. Yayınlayacağınız bilgiler, uygulamanın beğen düğmesini kullanarak öğrenciler ilgilerini mutlaka belli edeceklerdir. Vereceğiniz bazı ipuçları, ilginç bağlantılar, makaleler ve açacağınız tartışmalar öğrencileri buraya bağlı kalmasını sağlayacaktır. Belki sınav sorularına yönelik ip uçları bile verebilirsiniz..:)
Büyüklerimiz ve öğretmenlerimiz her zaman bizlere küçükken ne olmak istersin diye sormuşlardır, çoğu zamanda yeteneklerimizin keşfi için türlü türlü uzmanlar ile birlikte bizleri testlere sokmuşlardır.  O dönemlerde bunları bu kadar hızlı tespit etmek belki çok mümkün değildi ama şimdi teknoloji sayesinde bu mümkün.  İşte bu konuda bize yardımcı olacak şeylerin başında BLOG yapısı geliyor. Öğrenciler bu konuda nasıl blog oluşturabilecekleri ve yazılar hazırlayabilecekleri konusunda bilgilendirilmeli ve yönlendirilmelidir. Özgür olmalılar ve hayal güçlerini kullanmalıdırlar. Dersler hakkında yazabilecekleri gibi istedikleri konularda da yazabilecekleri hakkında cesaretlendirilmelidir. Göreceksiniz ki çok daha doğru yönlendirmeler ortaya çıkacaktır öğrenci hakkında. Bu sayede öğrenciler kendilerini, siz öğrencileri daha iyi keşfedeceksiniz.
PINTEREST ise bu işin belki de en eğlenceli uygulamalarında biri. Çünkü bu mecra daha çok görsel ağırlıklı. İşte burada klasik derslerin yazılı ve sayısal değerlerini görsel hale getirip yayınlayabilir ve öğrencilerin ilgisini daha çok çekebilirsiniz.  (Bir önceki blog yazımıza bakarsanız eğer takip edilecek eğitim siteleri için çeşitli örnekler yer almaktadır.) 
YOUTUBE ve benzeri uygulamalar kullanılarak derslerin bazıları/tekrarları dijital ortama aktarılabilir. Bu sayede öğrencilerin online olarak izlemesi ve öğrenmesi sağlanabilir. Hatta haber kanalı oluşturup bunun üzerinden onların ilgisini çekecek bilgiler dahi yayınlayabilirsiniz.
Lokasyon bazlı servislerin başında FOURSQUARE bile bu işin dışında kalmamalı. Çünkü, sanal ortamda öğrenciler özellikle nerede olduğunu duyurmaktan büyük zevk alıyorlar, neden mi? Elbette önerilen ödüller nedeni ile. Peki siz niye buna benzer şeyler yapamayasınız ki? En fazla derse katılan öğrencinin sembolikte olsa bir ödülü olsa?
Daha bitmedi: İnternet ortamında kullanılan oldukça çeşitli etkinlik uygulamaları var, MEETUP ve benzerleri gibi. Bugün artık öğrenciler bir etkinliğe katılacaksa online bakıyor kim var, memnun kalmış mı, gitmeye değer mi diye… Ve gidecekse eğer internetten bunu duyuruyor. Pekala sizde benzer sosyal etkinliklerinizi buradan planlayabilir ve paylaşabilirsiniz.
SKYPE… Evet, bu uygulamanın faydalarınıda atlamamak lazım. Bu uygulama yurtdışında özellikle yabancı dil öğreniminde sıklıkla kullanılmaktadır. Belli tarih ve saatlerde duyuru yapılarak öğrenci katılım sağlar ve karşısındaki kişi ile öğrenmek istediği dilin pratiğini rahatlıkla yapabilmektedir.
Aşağıda Sosyal Medya’nın derslere göre kullanım/tercih yoğunlukları görülmektedir (ABD):
Beşeri ve Sosyal Bilimler (en fazla)
MatematikFen Bilimleriİşletme ve Ekonomi (en az)
Aşağıda Sosyal Medyanın uygulamalarından bazılarının eğitimciler tarafından kullanım alanları/ağırlıkları görülmektedir (ABD):

Şimdi bu yazdıklarım belki ütopik gelebilir ama çok yıllar öncesinde biz bunlara benzer çalışmaları o günün çok ağır internet hızında ve e-eğitim kapsamında yapmaya çalışıyorduk. Ancak, gelinen bugünün teknolojisinde artık herşey çok daha kolay ve fazlası ile mümkün. Kaldı ki yurtdışında bunun uygulamaları çoktan başladı bile.
“Çocuklar geleceğimiz ise eğer bu geleceği onlara sağlayacak olanların başında saygıdeğer öğretmenlerimiz gelmektedir. Çünkü, çocuklarımız bizden daha çok onlarla zaman geçiriyor. O halde, bizim görevimizde eğitim kurumlarımızı ve öğretmenlerimizi bu konularda yeteri kadar bilgilendirmektir.”
Yukarıda sizler için kısa bir özetini hazırladığımız ve aşağıda da ABD’de yapılan (Üniversite) bir araştırmaya ait çarpıcı sonuçların linki yer almakta. Bu araştırmada, Sosyal Medya’nın sadece öğrenciler arasında değil öğretmenler arasında da yaygın olarak kullanılmaya başlandığını gösteriyor. Yukarıda da anlatmaya çalıştığımız konu buydu. Ülkemizde de bu oran mutlaka bilinç bir şekilde artmalı. Buradaki başka bir sonuç ise şu; genç akademisyenler ile daha eski akademisyenler arasında Sosyal Medya kullanımında çok önemli bir farkın olmadığıdır.
Bu vesile ile;
Çocuklarımızın yetişmesinde büyük rol oynayan ve zor şartlar altında her türlü fedakarlığı gösteren değerli öğretmenlerimize çok teşekkür ederiz.
Öğretmenler Gününüz Kutlu Olsun…
 KAYNAK: Coursehero


17 Kasım 2012 Cumartesi

EĞİTİM İLE İLGİLİ TAKİP EDİLMESİ GEREKEN WEB SİTELERİ

SIRALAMAM:
Sn. Bülent YILMAZ tarafından kurulan ve yaklaşık 2 yıldır yayın hayatında olan site, yılın en iyi eğitim sitesi ödülüne layık görülmüştür. Eğitim ile ilgili olarak; profesyoneler ile yapılmış söyleşilere, eğitim kurumu değerlendirmelerine, yurt içi ve dışı eğitim olanaklarına kadar daha pek çok bilgiye ayrıntılı olarak ulaşmanız mümkündür. Mutlaka takip etmelisiniz.

SCITABLE: 
Fen Bilimleri konusunda online hizmet veren bir site. Site içerisinde her türlü aramayı yapabilir, makalelere ve bilimsel çalışmalara ulaşabilir, online sınıflar kurabilirsiniz.Hatta kendi içeriklerini bile paylaşabilirsiniz.

Ontario merkezli TV istasyonudur ama online değildir. Eğitim ve öğretim alanında sayısız kaynağı takipçilerinin hizmetine sunmuştur. Bilim, doğa, iş hayatı, teknoloji gibi pek çok alandaki bilgiye ulaşılabilir. 

2008 yılında kurulan site, 250 online ücretsiz kursa ulaşılabiliyor. Ayrıca, konularına göre indekslenmiş forumları takip edebilir ve tartışmalara katılabilirsiniz.

Kuzey Carolina merkezli bir site olup, Goodwill Endüstri tarafından desteklenmektedir. Amacı, teknoloji alanında insanların yetkinliklerini geliştirmesine yardımcı olmaktır.

Online toplantılara katılarak farklı kişiler ile mühendislik alanındaki gelişmeleri takip edebilir ve tartışmalara katılabilirsiniz.

Dünya'nın her yerinden eğitimcileri online olarak bir portalde birleştiriyor. Dolayısı ile çok değerli kaynaklara ulaşabiliyorsunuz.

Düzinelerce kaynak arasından arama yapmanıza olanak veren bir site.

Eğitim ile ilgili pek materyale ve içeriklere ulaşabileceğiniz bir site. Aynı zamanda kendi içeriklerinizde ekleyebiliyorsunuz.

Sitede yer alan içeriklerin büyük bir kısmı oyun temelli ve yüksek kalite görsellik sağlıyor. Dolayısı ile öğrenmeyi zevkli ve daha kolay hale getiriyor.

Online videolar, testler, animasyonlar, ders sunumları ve yayınlar. Mutlaka incelemekte fayda var.





11 Kasım 2012 Pazar

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE SOSYAL MEDYA'NIN DEĞİŞİMİ...


Sosyal Medya'nın amacı hep insanlar arasındaki iletişimi kolaylaştırmak yönünde  oldu. Bu alandaki ilk adım ise 1971 yılında İsviçre'de bulunan araştırmacıların kendi aralarında iletişimi sağlamak için gönderdikleri e-posta ile gerçekleşti. Sosyal Medya dünyasına sürekli katılmakta olan yeni uygulamalar sayesinde, insanların birbirleri ile sürekli iletişim ve etkileşim içinde kalmalarını sağlıyor. Artık fiziksel sınırların bir önemi kalmadı.  Dünya'nın her yerinden  ve hatta uzaydan bile insanlar birbirleri ile kolaylıkla iletişime geçebiliyor.

Dolayısı ile Facebook, Twitter, Linkedin ve benzeri diğer sosyal medya mecralarının arkasındaki konsepte bakıldığında çok yeni bir şey olmadığını rahatlıkla görebilirsiniz. Ancak, günümüzün teknolojisi sayesinde tüm bu uygulamalar daha çekici, daha seksi ve çok daha kolay kullanılabilir hale geliyor.

Peki, internet nereye gidiyor? Aslında bu sorunun cevabını hepimiz gayet iyi biliyoruz. Son hızla büyüyor ve yeni teknolojiler sayesinde daha kolay yaygınlaşıyor. Ancak, internetin nereye gittiğini daha rahat algılayabilmek için CopyBlogger'ın son derece güzel hazırlamış olduğu en altta yer alan tarihsel infografiği incelemenizde büyük fayda var:

Tarihlerle Bakış:

1971
İsviçre'de bulunan araştırmacıların kendi aralarında iletişimi sağlamak için gönderdikleri e-posta ile gerçekleşti.
1980
Usenet'in ortaya çıkışı; tasarlanan ortak bir pano ile kişiler kendi aralarında her türlü bilgiyi (bilim, müzik, spor ve daha pek çok şey) paylaşabilir hale geldi.
1991
Bu yıl, CERN çalışanları tarafından (Tim Berners) WWW-world Wide Web keşfedildi. Amaç, basit bir şekilde iletişimi kolay hale getirmekti.
1994
Swarthmore Koleji öğrencisi olan Justin Hall ilk kişisel blog sayfasını yayımladı, dolayısı ile BLOG konseptininde başlangıcı oldu. Bu konsept, Sosyal Medya'nın da öncüsü oldu diyebiliriz.
1995
Classmates.com ortaya çıktı. Amaç, eski sınıf arkadaşlarının bulunması, grupların kurulması ve iletişim halinde kalmaktı.
1996
ASK.com ortaya çıktı. Bu uygulama ile insanlar sorular sorabiliyor ve cevaplarına ulaşabiliyorlardı.
1997
Bu yıl ise AIM sayesinde insanlar birbirleri ile gerçek zamanlı ve online olarak sohbet etme imkanına kavuştu.
1997
Aynı yıl, ortaya WEBLOG konsepti ortaya atıldı (Jorn Barger)
1998
Bu yılda ise internet üzerinden paylaşılabilen OpenDiary (açık günlük) uygulaması oluştu. Bu sayede, kişiler özel yada gizli bilgilerini birbirleri ile paylaşabilir hale geldi. Kullanıcıların bunu yapabilmesi ise HTML bilgisinede ihtiyacı yoktu. Kullanıcılar yine bu sayede ilk defa birbirlerinin yazdıklarına notlar/Yorumlar ilave edebilir hale geldi.
1999
97-98'den sonraki bu gelişmelerin hemen ardından LiveJournal ve Blogger'ın ortaya çıkması ise daha büyük gelişmelerin ve BLOG'ların yaygınlaşmasına sebep oldu.
2000
Genişbant internet kullanıma hazır hale geldi. Hemen ardından ise Jimmy Wales ve Lary Sanger dünya'nın ilk açık kaynak kodlu ve online kullanılabilir sözlüğünü geliştirdi. Bu küresel bir sözlüktü. İlk yıl 20,000'den fazla bilgi içeriyordu.
2001
Önce MEETUP ortaya çıktı, bu uygulama ile insanlar aralarındaki paylaşımları ve buluşmaları internet üzerinden yapabiliyorlardı. Hemen arkasından StumbleUpons (Üye oylama sistemi) geldi. Bu yıl dünya için ayrı ama çok acı bir önemi vardı; 11 Eylül'de NewYork ikiz kulelere saldırı olmuştu.
2002
Bu yıl Friendster aktif oldu, kullanıcı sayısı 1 milyon olmuştur. Kullanıcılar kişisel profillerini oluşturabiliyor ve gerçek zamanlı bağlantılar kurabiliyordu.
2003
MySpace ortaya çıktı ve genç jenerasyon içinde daha ilk ayında 1 milyondan fazla kullanıcıya ulaştı. Yine bu tarihte WORDPRESS hayatımıza girdi.
2004
Diğer bir dönüm noktası olan Facebook ortaya çıktı ve şu an neredeyse bugün 1 milyar + kullanıcıya ulaştı.
2004
Flickr hemen ardı sıra geldi, kullanıcılar artık istedikleri imajları birbirleri ile rahatlıkla paylaşabiliyordu.
2005
Ve halen ortalığı kasıp kavuran YOUTUBE hayatımıza girdi ve kullanıcılar yüksek hacimlerde kişisel videolarını paylaşmaya başladı.
2006
140 karakterlik kısıtlı mesaj hakkı ile TWITTER vazgeçilmemiz oldu. Kısa mesajlar yazılabiliyordu ancak çok hızlı ve etkindi. Halen saniyede  4000'den fazla tweet atılıyor.
2006
Spotify geldi, şimdi de kullanıcılar kişisel müzik listelerini  oluşturabiliyor ve paylaşabiliyorlardı.
2007
Groupon, gerçek zamanlı alışveriş imkanını farklı pazarlama tekniği ile kullanıcıların hizmetine sundu.
2008
Tumblre, blog konseptine yeni bir hava getirdi.  Ana White bir yazı yayımladı ve 1 ay içinde sayfası 3 milyon görüntülemeye ulaştı.
2009
Lokasyon bazlı servislerin şu an ki en önemli oyuncusu Foursquare kuruldu.
2010
Google, BUZZ ile sosyal Medya alanına giriş yaptı ama yeterli ilgiyi ve başarıyı yakalayamadı.
2011
PINTEREST'in hızlı girişi ve yükselişi.
2012
Google'ın 2010'daki BUZZ ile başarısızlığın ardından piyasa yeni konsepti olan GOOGLE+ ile muhteşem bir geri dönüş yaptı.

Kaynak ve İnfografik: CopyBlogger