3 Eylül 2012 Pazartesi

Şeffaflıktan Korkmayan 10 Lider…

“Şeffaf Olmak” genel anlamı itibari ile gizli ve şüpheli noktaların kalmaması anlamına geliyor. Ve bu konu her yüzyılda sürekli konuşulur ve tartışılır ancak her nedense bir türlü şeffaf olmayı çoğu kişi beceremiyor. Ya da şeffaf olmak işine gelmiyor! Sonuçta şeffaf olmak, kurum ve/veya kişilerin kendilerine olan güveninden kaynaklanabilir. Bu kapsamın dışında kalanlar ise genelde yanıltıcı olmayı tercih ederler. Elbette, bazı durumlarda her konuda şeffaf olunamayabilir ama ben bunun dünya genelinde abartıldığını ve özellikle karmaşık hale getirildiğini düşünüyorum.

Aşağıda CEO.com’un yaptığı bir araştırmada, şeffaflıktan korkmayan 10 liderin bazı detayları yayınlanmış durumda. İlginç noktalar var…

Peki… Türkiye’deki durum nedir?

Aşağıdakileri okuduktan sonra buyrun kararı siz verin… 
(Bazılarının altında kişisel yorumlarımı görebilirsiniz)

Şeffaflık, 3M gibi kurumsal kültüre sahip şirketler için “şeffaf selobantlara bağlılıklarından da anlaşılacağı gibi” önemli bir parçasını oluşturuyor. Ancak, bazıları için şeffaflık o kadar da kolay değildir. Bazı sırların şirkete zarar vereceği düşünüldüğünden, pek çok şirket lideri şeffaflıktan kaçınmaktadır. Böyle düşünen liderlerin tersine; müşterileriyle, elemanlarıyla ve yatırımcılarıyla aralarında güven duygusu oluşturmaya çabalayan liderler de bulunmaktadır. Aşağıdaki örneklerdeki liderler, daha etkili ve dürüst bir iş dünyası oluşturmak için engelleri ortadan kaldırmaya çabalamaktadır.

SEOmoz / Rand Fishkin:
Şeffaflık diye bir dünya ve bu dünyanın da bir başkanı olsaydı, o kişi kesinlikle Rand Fishkin olurdu. Bir kaç gün önce yayımladığı performans değerlendirmesinde (performance review), Rand’in kendisine resmen meydan okuduğunu görebilirsiniz. SEOmoz pek duyulmamış bir şey yapıp ‘değerlendirme süreçlerini’ halka açtı. Bu süreçte, bütün başarılarını ve başarısızlıklarını dünyayla paylaşıyorlar ve böylelikle de insanlar onların deneyimlerinden yararlanabiliyorlar.

“başarılarını ve başarısızlıklarını dünyayla paylaşıyorlar” sözü ne kadar anlamlı. Başarıyı paylaşmaktan herkes çok hoşlanır ve gurur duyar. Ancak, asıl önemli olan başarısızlığı korkmadan paylaşmaktır. Çünkü, başarısızlıklar gerçek başarının anahtarıdır. SEOmoz ve Rand Fiskkin’i takdir etmemek mümkün değil.

37signals / Jason Fried:
“Happiness Report”un ortaya çıkmasında öncülük etmiştir. Bu rapor sayesinde müşteri destek servisinin ne kadar yararlı olduğunu görebilirsiniz (en son 100 müşteri destek servisi). Jason, şeffaflık sadece içte değil aynı zamanda dışta da sağlandığında gerçek başarıya ulaşmanın mümkün olabileceğini savunmaktadır. Ona göre, şirket müşterileri temin edilen servisleri gelip görebilmeli ve şirket elemanları da şirket kalitesinin arttırmak için motive olmalılardır.

“içte değil aynı zamanda dışta da” sözü ile Jason Fried, şeffaflık ilkesinin 2 yönlü olması gerektiğini çok güzel bir şekilde açıklamış durumda.

Red Hat / Jim Whitehurst:
Red Hat “memo-list” adında elemanları tarafından yürütülen büyük bir foruma sahiptir. Bu forum, önemli ve açıkça tartışılması gereken konularla ilgili iletişimi kolaylaştırmak adına sosyal ağ olarak işlev görmektedir. Jim ve diğer liderler burada birbirleriyle etkileşim içerisindedirler ve böylece karar alma sürecindeki şeffaflığı ve işbirliğini arttırmış/desteklemiş/teşvik etmiş olurlar.

goBRANDgo / Brandon Dempsey:
Brandon’ın şirketinde finans değerleri ofis duvarında yayınlanmaktadır. Bunların içinde hasılat, kar, nakit akışı, nakit hesap durumu, kredi hesap durumu, ücret bordrosu, kredi kademeleri, masraflar ve ayrıca bir önceki yılın finans durumu vardır. Brandon, elemanlarının, iş ortaklarının ve müşterilerinin şirketi tüm şeffaflığıyla bilmelerini istemektedir.

“finans değerleri ofis duvarında yayınlanmaktadır…” İşte çok büyük bir şeffaflık örneği. Saklayacakları ve gizleyecek hiç birşeyleri yok. Bizde mi? Bordrolar bile gerçek değerlerinden gösterilmez, çok gizli yapılır ki kimse görmesin, dedikodu çıkmasın ve zam istenmesin. Hele hele kar/zarar durumunu göstermek evrende yaşam aramaktan kesinlikle daha zordur. Bunların yapılmasını istemek ise işten kovulmak demektir.

Zappos / Tony Hsieh:
Tony ve Zappos şeffaflıkla ilgili önemli yenilikler yapmaktadırlar. Son iki ‘tweet’leri şirket hareketleriyle ilgili çalışanlarına attığı maillerden oluşmaktadır. Bu şekilde müşterilerinin de şirketin perde arkasında neler olduğu hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamaktadırlar.

“perde arkasında neler olduğu…” sormak ve sorgulamak büyük hatadır. Hele hele twitter’dan bunun müşteriler ile paylaşmak mı? Unutun gitsin.

Molding Box / Jordan Guernsey:
Molding Box eski suçluları çalıştırdığını saklamamakta ve hatta Jordan insanların ikinci bir şansı hak ettikleri fikrini her zaman için desteklemektedir.  Eski suçluları topluma tekrar kazandırarak, şirket hem bu bireylere hem de topluma bir hizmet etmektedir. Eski bir banka soyguncusu olan Russell Bloss da, KSL.com’da yakın bir zamanda yazılan makalede de belirtildiği üzere, bu fikrin doğruluğunu kanıtlamıştır.

Foundry Group / Brad Feld:
Brad’in hayatını ne kadar şeffaf yaşadığını Feld.com’u ziyaret edip görebilirsiniz. Brad, bağlantıda olduğu yerler ile yaptığı yatırımları ait her türlü bilgiyi açık bir şekilde paylaşır. Ayrıca Brad, tüm ön protokol sürecini anlatan ve aydınlatan “Venture Deals: Be Smarter than Your Lawyer and Venture Capitalist  kitabının da Jason Mendelson ile birlikte diğer yazarıdır.

“yaptığı yatırımları ait her türlü bilgiyi açık bir şekilde paylaşır” Buna ne demeli? Söylenecek bir şey yok gerçekten, tam bir şeffaflık örneği. Bizdeki yansıması ise tam tersi oluyor maalesef ki. Gizlilik ve en büyük amaçtır.

Smart Passive Income / Pat Flynn:
Birtakım düzenbaz girişimciler’i üreten bu  internet piyasasında, Pat Flynn şeffaf liderliğiyle kendini diğerlerinden ayırmıştır. Pat; ürünlerden, reklamlardan ve müşterilerden ne kadar kazandığını bloguna yazmaktadır ve ayrıca bütün bu kazanımlara nasıl ulaştığını veya başarısızlıklarının nedenlerini de blogunda belirtmektedir.

“Pat; ürünlerden, reklamlardan ve müşterilerden ne kadar kazandığını bloguna yazmaktadır…” Hakikaten kendini aşmış… Bizde, aynı şirkette çalışan 2 kişi (Hatta arkadaş olanlar bile ) ne kadar kazandıklarını birbirlerinden gizlemek için her türlü taklayı atarlar.
  
Fab / Jason Goldberg:
Jason, gay sosyal networkünde fenomen hale gelmiş durumda. Betashop.com’u ziyaret ederseniz, Jason’ın şirketin finansından tatil planlarına kadar her şeyi paylaştığını görebilirsiniz. Ayrıca, uzun soluklu bir güven oluşturabilmek için de müşterileriyle sürekli iletişim halindedir.

Development Counsellors International / Andy Levine:
DCI “The Game”i uygulayarak şirketi açık kitap haline getirmiştir. Bu platform şirketin bütün finansal durumunu her bir elemanına bildiren aylık bir oyun üretmiştir. Bu oyuna göre, her bir elemana mali bir kriz verilir. Bu durum aşılıp kâr gerçekleştiğindeyse, zafer ilan edilir. Bu kârın %30u da bütün şirkete her bir elemanın zafer periodu boyunca olan taban aylıklarından oluşturulan bir hesaba göre dağıtılır.

“finansal durumunu her bir elemanına bildiren aylık bir oyun üretmiştir…” Gerçekten harika bir fikir. Çalışanlar hem eğleniyor hem yaratıcılıklarını geliştiriyor hem de ekstra para kazanıyor. Bence hemen CV’nizi gönderin..:)

Bu liste; endüstrisiyle ve yöntemleriyle iftihar eden şirketleri kapsamaktadır. Her bir örnek de gösteriyor ki B.S’i devre dışı bırakıp insanlara karşı ‘gerçek’ olmakta hiçbir sakınca yoktur. Girişimci de olsanız ya da büyük bir şirketin parçası da olsanız, saklayacak bir şeyiniz olmadığını göstermeniz sizin yararınızadır.  DTA’yı oluştururken, bana ilham verenler böyle liderlerdi. Umarım ki bu örnekler sizin de işinizdeki sis bulutlarını dağıtmanıza ve şeffaf olmanıza yardımcı olur.

Darısı bizlerin başına…

KAYNAK: www.ceo.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder